yakamozun güncesi: Aralık 2011

1 Aralık 2011 Perşembe

Ben Büyüyünce Öğretmen Olucam^^

Evet herkesin küçükken söylediği klasik laftır:"Ben büyünce .... olucam." İşte hayattımızda kendimize dair beklentilerimiz olur.Kimileri gerçekleşir kimileri ise sadece hayal olarak kalır.Aslında "Sunny (Sseo-ni) filminin özünde bu var kişinin kendisine karşı koyduğu hedefler ve bu hayattan beklentileri üzerine yazılmış bir film bu. Önelikle filmi tanıtmak gerekirse;

(Resim Sarangniden alıntıdır.)
Esas karakterimiz Na mi'nin şimdiki haliyle başlarız filme.Hayatı monotonluktan ibarettir,küçük çekirdek ailesi için didinen,ailesi tarafından pek dikkate alınmayan ve aile içi iletişi problemleri yaşayan bir orta yaşlı kadındır.Nami'nin bu yönü tanıtıldıktan sonra hemen konuya gireriz Na mi'nin hastanede yatan bir annesi vardır ki tam bir ajumma ^^ teyzemiz tipik kore yaşlısıdır.Ki burda klasik kore dizileriyle küçükde olsa bir dokundurma sezeriz yönetmen değinmeden duramamış.Filme burdan itibaren kopmak garantilidir de diyebiliriz.Na mi'nin bu ziyareti esnasında bir oda da acıdan boğuşan bir kadının çığlığı dikkatini çeker ki hemen odanın dışındaki yazan isme dikkatini verir.Bu isim: "Ha Chun Hwa" işte bu isim ona bir şeyler hatırlatır ki eve gider gitmez kendini yıllığının başında bulur.Evet odur 25 yıl önceki Chun Hwa'dır o Sunny grubunun hercai lideri.Tabii bu yıllığa baktığı gece kızının bir problemi de olduğunu fark eder.Ertesi gün annesini yeniden ziyaret eder ve arkadaşının yattığı odaya gitmekten kendini alamaz.
Arkadaşı kanser hastasıdır ve yaklaşık 2 aylık ömrü kalmıştır.İşte o noktada arkadaşına bir şey isteyip istemediğini sorar.Chun hwa ona şunları sarfeder:





İşte bu istek Chun Hwa'nın ölmeden önceki son isteğidir,onları son kez de olsa görmek.Araya 25 yıl girmiş ve görüşememişlerdir.İşte Na mi'nin de bu isteği yerine getirmesi ve bu kısa süre içerinde tekrardan "Sunny" grubunu bir araya getirmesi gerekmektedir.Na mi ilk olarak beraber okudukları "Jindeok Kız Lisesi"nde kendini bulur.Ve 25 yıl önceki hatıraları okul yolunda gözüne gelir.İşte film bu noktadan itibaren geride kalan hatıraları bize anlatmaya başlar.



Bakınız Na mi'mizin 25 yıl önceki hali



Na mi'miz  bu okula Jeolla-do Beolgyo'dan gelen transfer olarak gelmiştir.Anladığımız kadarıyla geldiği yerin şivesi yüzünden daha ilk günden yeni arkadaşlarından zorbalık görür.Ona Chun Hwa ve ekibi sahip çıkar.Bu ekip de tam evlere şenlik ekip lideri Chun hwa,Çift göz kapağı delisi Jang-mi,Küfürbaz kraliçe Jin-hee,Sopalı Geum-ok,gelecekte kore güzeli olmak isteyen Bok-hee ve güzeller güzeli Su-ji'den oluşmaktadır.


Okuldaki ilk gününde Na mi markalı kıyafetlerin okulunda ne kadar önem taşıdığını da öğrenmiş olur bu sevimli kız grubundan ve etrafında gördüklerinden.Eve gittiğinde ailesiyle konuşmak istemez çünkü aksanı bozulmasın diye ve giydiklerinden dert yanar ki kendi giydiği kıyafetler markasızdır.Burda Kore'nin 80'lerde neler yaşadığını öğreniriz.Kore'de  kapitalist düzene karşı devrimci gençlik hareketleri başlamıştır ve bu olaylar Na mi'nin evinde de cereyan etmektedir.Abisi sofrada şu repliği savurur: "Hayat kısa,devrim ise sonsuzdur."
Evin anneannesi boş durur mu yılların vermişliğiyle ev halkına şu nacizane sözleri sarf eder.

İşte yılların kadınına göre olayın özü budur.^^
Nami bu anıları aklına geldikten sonra artık amacı daha da yerine oturmuştur."Sunny" yeniden bir araya gelmelidir.Bu filmde kesinlikle hem hüznü hem de komediği hissedersiniz.Ki ülkenin en karışık halini bile yönetmenimiz bir komedi ortamında yansıtmış.Hayatın bu "Sunny" grubuna ne getirdiğini anlarsınız,hatta hissedersiniz hayatın size ne getirdiğini, neleri götürdüğünü.Filmi sonunda bana ne mi hatırlattı geçmişimi...Küçükken bana sorduklarında ilk olarak "Polis olacam" dermişim,sonrasında ise birbirinden alakasız meslekleri tercih edip en sonunda Öğretmen olmayı seçmiştim.Bu sıcak filim bana geride bıraktığım geçmişimi hatırlattı.O nedenle de sevdim kendimi buldum bu filmde.Hepimiz yaşadığımız süre boyunca kendimize hedefler seçmedik mi,çılgın arkadaşlarımızla çılgın maceralarımız olmadı mı ya da ilk aşkı tatmadık mı sonu hüzünlü de olsa.Hatta ilk aşkımızı hatırlatan bir şarkı olmadı mı? İşte bu filmi bu nedenle çok sevdim daha fark edilmemiş bir film yeppudadan anladığım kadarıyla.Burdan filmi çeviren "esayrumu&gece-gündüz"e,filmi yeppudada paylaşan "Luna"ya teşekkürü kendi adıma borç bilirim.Genelde asla aslında...Tavsiyeler verip ukalalık yapmayı sevmem ama bu film için bu düşüncemi es geçecem bu 2 saatlik filmi izleyin hatta izlettirin inanın izlediğiniz zamanı boşa geçirmemiş olacaksınız.


Şimdi de bu filmdeki OST'lardan bir kaç tane paylaşacam gerçekten müziklerine bile aşık oldum...

İlki Nami'nin ilk aşkını hatırlatan parça....





Sonrasında diğer OST'lar...









Kısa da olsa sizi filmi anlatmak istedim umarım başarmışımdır.^^ Şimdiden iyi seyirler dilerim...